Saç Dökülmesi Tedavisi
Dermatolog Dr. Özlem Kaplan
Saç Hastalıkları
Saçlarımız, dış görünüşümüze bütünlük kazandıran önemli bir unsurdur. Bundan dolayı hem kadınlarda hem erkeklerde estetik kaygıya sebep olan saçlar, yüz güzelliğimizin bir tamamlayıcısıdır.
Saç sayısının azlığı veya saçların dökülmesi insan vücudunda hayati bir tehlike oluşturmaz. Ancak bu durum bireylerde stres ve özgüven eksikliğini tetiklerden psikolojik açıdan kendilerini rahatsız hissetmelerine sebep olur.
Saç Dökülmesi Nedir?
Pekâlâ saçlarımızın yapısı nasıldır? “Uzun ömürlü saçlar” veya “Saçlarınız sizinle yaşasın ve yaş alsın.” diyebilmek mümkün mü? Saçlarımız da ilgi ve bakım ister. Doğru yöntemler kullanıldığı sürece saç ömrü uzayabilir ama şu bir gerçektir: “Her saç dökülmeye mahkumdur.”
İnsan ömrü gibi aslında saçlarımız da büyür, gelişir ve yok
olur. Bu aşamaları şöyle inceleyebiliriz:
Büyüme Aşaması (Anagen Dönem):Saçların oluşumundaki en
uzun dönemdir. Bu dönem 2 veya 6 yıl sürebilir. Aslında
kafamızda bulunan çoğu saç bu dönem içindedir.
Büyüyen
saçlar dinlenme aşamasına geçer ve 2 - 3 ay kadar bu dönmede
kalır.
Dinlenme aşamasını tamamlayan saçlar köklerinden ayrılarak bize veda eder. Dökülen saçların kökleri, öylece kalmayarak yeniden bir büyüme dönemi başlar. Bu döngü bu şekilde devam eder gider.
Döngüde sıkıntı, sadece günlük dökülmesi gerekenden fazla
saçın dökülmeye başlamasıyla ortaya çıkar. Aslında saçlarımız
güzel görünsün diye yaptırdığımız çoğu uygulama, kimyasal ve
fiziksel müdahale hatta çok şampuanlayıp sıkı bağlama, çok
fazla fön çekme bile saç dökülmelerini artırır.
Uygun tedaviyi almak üzere
Samsun Cildiye Doktoru
Dermatolog Dr. Özlem KAPLAN başvurmak için iletişime geçiniz.
Saç Dökülmesi Neden Olur?
Saç dökülmesinin farklı sebepleri vardır. Bunları genetik saç dökülmesi, bölgesel saç dökülmesi, kansızlığa bağlı saç dökülmesi olarak sınıflayabiliriz.
Herhangi bir hastalığı olmayan insanlarda günlük 100 saç teli kaybı normaldir. Yaşlanmayla ve genetik faktörlerin etkisiyle bu oranda artış görülebilir. Kalıtsal alopesi de diyebileceğimiz bu tip dökülme genetik bir hastalıktan veya doğum sırasında oluşan bir durumdan kaynaklanabilir
Genellikle yirmili yaşlardan sonra genetik yapı devreye girer ve yaş ilerledikçe de saç dökülmesinde artış olur. Kadınlarda saç tepesinde dökülmeler gerçekleşir fakat kellik yaşanmaz. Erkeklerde durum biraz daha farklı olarak tepede başlayan dökülmeler kelliğe sebep olabilir. Farklı yöntemlerle bu durum tedavi edilebilmektedir.
Bölgesel dökülme dediğimizde karşımıza saçkıran hastalığı çıkmaktadır. Bu hastalığın adını alopesi areda olarak da duymanız mümkündür. Saçkıran daha çok çocukluk döneminde ortaya çıkan bir bölgesel saç dökülme hastalığıdır. Saçlar, madeni para büyüklüğünde belli bir bölgede dökülür. Bazen kafadaki saçların tamamının kaybolduğu da görülür. Yara dokusu oluşturmayan bu hastalık kadın erkek herkeste ortaya çıkabilir. Stres bu hastalıkta en önemli faktördür. Saçkıran hastalığı için saç uzmanlarının önereceği yöntemler kullanılarak tedavi sağlanabilir.
Özellikle kadınlarda rastladığımız diğer sebep de kansızlığa bağlı saç dökülmesidir. Farklı sebeplerle ortaya çıkan kansızlık, saç köklerinin yeterince beslenememesine neden olur. Beslenemeyen saç köklerinde dökülmeler artış gösterir. Burada hem kansızlık hem de saç dökülmesine uygun tedavi görmekte fayda vardır.
Yukarda bahsettiğimiz etkenler dışında bazı cilt rahatsızlıkları, ateşli hastalıklar, tiroit hastalığı, beslenme yetersizlikleri, yanlış diyet uygulamaları, enfeksiyon , genel anestezi, hormonlardan kaynaklı değişiklikler, vitamin ve mineral eksiklikleri, diyabet, kanser gibi bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, saç derisinde oluşan hastalıklar da saç dökülmesine sebep olabilir.
Saç Hastalıkları Nelerdir?
Saç ve saç derisi birbirini destekleyen bir yapıdan oluşur.
Dolayısıyla saç derisinde oluşan
yağlanma, kepeklenme, kabuklanma, deride kaşıntı gibi
sorunlar saçların sağlıklı ve dolgun görünümünü etkiler. Saç
derisinde oluşan hastalıklar çevresel ve genetik etkenlere
bağlı olsa da tam olarak hastalığın kaynağını bulabilmek ve
tedavi olabilmek için uzman dermatologlardan destek almak
gerekir.
Saç hastalıklarının başında saç dökülmesi gelir. Saç dökülmesi tek başına bir hastalık değildir. Beraberinde birçok sorunun belirtisi olabilir. Psikolojik veya fiziksel sorunlar, genetik aktarımlar, hormonlarla ilgili değişimler, saç derisinde oluşan bazı hastalıklar; demir eksikliği, A vitamini eksikliği, çinko eksikliği gibi nedenlerle ortaya çıkabilir.
Saçkıran (alopesi areda) hastalığı bölgesel dökülme sınıfında da ele aldığımız bir hastalık türüdür. Saçlı deri dışında vücudun farklı yerlerinde oluşabilir. Sakal, bıyık ve vücudun diğer kıllı bölgelerinde bölgesel dökülme olabilir. Kalıcı türde bir saç hastalığı değildir. Saçkıran oluşumuna sebep olan etkenler araştırılıp hastanın hikayesi dinlendiğinde tedavi sürecine geçilir.
Saç derisi - mantar hastalığı( tinea kaptis) genellikle çocukluk döneminde görülen yetişkinlerde de rastlanılabilen bir mantar hastalığıdır. Saçkıranla benzerlik gösteren bu hastalıkta enfeksiyonlar farklı oluşumlara neden olur. Favus hastalığı da bunun bir çeşididir. Saç derisinde oluşan mantarlar tırnaklarda ve deride hasara sebep olabilir. Hastalığın en yaygın belirtisi saç kıllarının çevresinde oluşan çökmüş şekillerdir.
Deride oluşan bu mantarlar saç derisinde kepeklenme, kaşıntı, pullanma oluşturabilir. Saçları zayıflatıp saçların incelmesine neden olur. Saç derisinde şişme, iltihaplanma, ateşlenme oluşturabilir. Bulaşıcı bir mantar hastalığıdır. Bu hastalığın tedavisi için kesinlikle saç uzmanından yardım alınmalıdır.
Erkek tipi saç dökülmesi (androgenetik alopesi) ya da kellik , genetik faktörlerin etkili olduğu erkeklik hormonu duyarlılığı olan kişilerde görülen bir saç hastalığıdır. Genellikle tepe bölgede oluşur. Saç çizgisinin geri çekilmesi söz konusudur. Yirmili yaşlardan itibaren kendini göstermeye başlar.
Kepek; saçlar arasında küçük, pulsu, beyaz yapılar olarak karşımıza çıkar. Saç derisinin kabarıp parçalanmasıyla oluşan kepek saç derisinin hassas bir dönemden geçtiğinin habercisidir. Bu dönemde saç derisini daha da duyarlı hale getirecek uygulamalardan kaçınmak gerekir. Çoğu zaman saçlar arsında kaybolan kepek, saçlarda ve omuzlarda kendini gösterebilir. Bu hastalığın oluşumunda çevresel ve kalıtsal faktörler etkili olabilir. Saç derisinde iltihaplanma veya sulanma oluyorsa mutlaka bir uzmana gösterilmelidir.
Kafada oluşan kaşıntı da diğer bir saç hastalığıdır. Sedef hastalığı, mantar enfeksiyonları, yangılı ve kaşıntılı deri hastalıkları saç derisindeki kaşıntının en önde gelen sebebidir. Bunun yanı sıra saça uygulanan kimyasalların deride meydana getirdiği alerji, egzama, bit , zona gibi hastalıklar veya mevsim değişimleri ,hormonlarla ilgili değişimler, stres gibi faktörler de saç derisinde kaşıntıya sebep olabilir.
Saç kırılmaları da en sık karşılaştığımız saç hastalıklarındandır. Saçlardaki nem oranının azalmasıyla birlikte saçlardaki esneklik azalır ve esnekliğini kaybeden saçlar kırılmaya başlar. Protein eksikliği, saçların çokça işlem görmesi, kimyasal katkılı sular (havuz suyu gibi) ve güneş ışınları da saçlarda kırılmaya sebep olabilir.
Saç Hastalıkların Tanısında Hangi Yöntemler Kullanılır?
Tüm hastalıklarda olduğu gibi saç hastalıklarında da ilk önce başvurulması gereken kişi, alanında uzman bir dermatolog olmalıdır. Hastanın hikayesinin dinlenmesi, kan örneklerinin alınması, gerekli muayenenin yapılması, doğru bir hastalık tanısı için önemlidir.
Saç hastalıklarının tanısının konulmasında noninvazif (cerrahi işlem gerektirmeyen) ve invazif ( cerrahi müdahale gerektiren) yöntemler kullanılmaktadır.
Saç hastalıklarının tanısında kullanılan noninvazif yöntemler:
Fotofinder yöntemi, özel yazılım desteğiyle çalışan ve kıl şaftlarını değerlendiren, makro ve mikro fotoğraf alan en modern yöntemlerdendir.
Günlük saç dökülmesinin hesaplanması, dökülen saçların sayısal olarak tespiti için gerekli bir yöntemdir.
Standart yıkama testi, kadın hastalarda genlere bağlı saç dökülmesinin tanımlanmasına yardımcı bir yöntemdir. Saçların düzenli aralıklarla yıkanması, gazlı bezlerde toplanması ve uzunluklarına göre sayılması aşamalarından oluşur.
Pull test, çekme testidir.
Standart fotoğraf ile
hastanın takip edilmesi, saç ağırlığının ölçülmesi de
noninvazif yöntemlerdendir.
Trikogram/Hair pluck test, bu yöntemde dökülen saçlar
mikroskop altında incelenir.
Hair check ile saç ölçümü, üç ay ara ile hastadan belirli
sayıda saç belirli bir bölgeden alınır ve ölçüm yapılır.
Dermatoskopik muayene, dijital ortamda yapılan hesaplamalarla
kıl kökleri ve saçlı deri dermatoskop ile muayene edilir.
Mikroskop ve elektron mikroskop incelemesi, saç şaftını,
saçtaki yapısal bozulmaları ve doğumla gelen saç
hastalıklarının tanısında kullanılan yöntemdir. Saçın
mikroskop altında incelenmesi yöntemi de bu yönteme ek olarak
mantar hastalıklarının tanısında kullanılır.
Mantar araması, KOH %10 derinin yüzeyinde bulunan mantar
enfeksiyonundan örnek alınır ve mikroskobik inceleme yapılır.
Fototrikogram yöntemi ise saçtaki yoğunluk, kalınlık ve
uzamayı ölçer.
Saç hastalıklarının tanısında kullanılan noninvazif yöntemler:
Saçlı deri biyopsisi, hastalıklı bölgeden alınan saç derisi
patolojik olarak incelenir. Saç hastalıklarının tanısında
kullanılan, cerrahi müdahale gerektiren etkili bir yöntemdir.
Laboratuvar testleri, kan testlerinin ve tam kan testlerinin;
vitamin, mineral demir ve hormon oranlarının tespit edildiği
yöntemdir.
Saç Dökülmesi Tedavisi Nasıl olur?
Saç hastalığının tanısı konulduktan sonra uygun olan tedaviye başlanır
Saç mezoterapisi yönteminde belirli oranda mineral ve vitamin
karıştırılarak saç derisine enjekte edilir. Hastanın
ihtiyacına göre belirli aralıklarla seanslar uygulanır.
Bu seanslar, incecik iğneler yardımıyla saç derisine
karışımın enjekte edilmesiyle gerçekleşir. 3. seanstan sonra
dökülmenin durması ve saç foliküllerinden yeni saçların
çıkması hedeflenir.
PRP yöntemi ise mezoterapinin yapılamadığı hastalara uygulanır. Kadınlarda doğum sonrası, erkeklerde ise saç ekimi öncesinde bu yöntem kullanılabilir. PRP, kişinin kendi plazmasının hastalıklı saç derisine ayrıştırılarak enjekte edildiği bir yöntemdir.
Bu yöntemlerin haricinde dermatoloğun önereceği besleyici krem, losyon , şampuan gibi tedaviyi destekleyecek ürünler kullanılabilir.
"Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz"